akıllı diyet

  • Ana sayfa
  •  

  • Şişmanlık
  • Diyabet
  • Kalp hastalıkları
  • Mide hastalıkları
  • Böbrek hastalıkları
  • Kanser
  • Kabızlık ve İshal
  •  

  • İletişim
  • İlgili web siteleri
  • Kaynakça

Hastalıklarda beslenme


KANSER

kanser

Vücuttaki hücreler yaşam boyu sürekli bölünmekte ve çoğalmaktadır. Normalde bu olay belirli bir düzen içinde gerçekleşirken bazen bir hücre çeşitli nedenlerle değişime uğrar ve kontrol edilemeyen bir büyüme başlar. Büyüyen hücreler tümörleri, yani milyonlarca anormal hücre içeren doku kütlelerini oluştururlar. ''İyi huylu'' dediğimiz tümörler diğer dokulara yayılmadığı için zararsızdır. ''Kötü huylu'' tümörler ise komşu dokulara ve daha sonra da başka organlara sıçrarlar yani metastaz yaparlar.

Araştırmalar sonucunda, kansere neden olan dış etmenlerden radyasyon, UV ışınları, çevre kirliliği, katkı maddeleri, sigara ve alkol gibi etmenler arasında en önemlisinin tüm kanser ölümlerinin üçte birine yol açan beslenme alışkanlıkları olduğu gösterilmiştir.

Aslında, tükettiğimiz tüm yiyecek ve içeceklerde hem kansere neden olan hem de kanserden koruyan çok çeşitli maddeler bulunmaktadır. Örneğin, eti uzun süre ızgara yaptığımız zaman benzopiren adlı kanserojen maddeler ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, hayvan yeminden ete arsenik ve mikotoksinler gibi başka kanser yapıcı maddeler de geçebilmektedir. Buna karşılık, dana, kuzu gibi etlerde kanserden koruyucu etkisi olan konjuge linoleik asit ve selenyum bulunmaktadır. Aynı şekilde brokolide hem kanserojenik hem de antikanserojenik maddeler vardır. (Kanserojen: kansere sebep olan, antikanserojen: kanseri önleyen anlamındadır.)

Kanserojen maddelerin etkisi, o maddenin tüm diyetimizde ne miktarda bulunduğuna ve hangi sıklıkla tüketildiğine bağlıdır.

Kalori kısıtlaması ile hücre çoğalması yavaşladığından, kalori kısıtlandığında kanser hücrelerinin hızlı çoğalması mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla aşırı kalori alımı engellenmelidir.

Zeytinyağı ve balık yağı gibi yağların kanser riskini azalttığı, doymuş ve diğer çoklu doymamış yağların ise artırdığı gösterilmiştir.

Aşırı protein alımı kalın bağırsak kanseri riskini artırmaktadır.

Kanserden koruyucu vitamin ve mineraller

  • C vitamini
  • Beta karoten ve A vitamini
  • E vitamini
  • Folik asit
  • D vitamini
  • Kalsiyum
  • Selenyum

 

Bu vitamin ve mineralleri içeren besinleri menümüzdeki ''Sağlıklı Beslenme-vitaminler-mineraller'' bölümünden görebilirsiniz.

Kanserle savaşan besinler ve besin kimyasalları

kadın sebze

  • Sebzeler : Lahanagiller adı verilen lahana, brokoli, turp otu, hardal otu ve karnabahar gibi sebzelerin mide, kalın barsak, yutak, prostat ve akciğer kanserini azalttığı belirlenmiştir. Sebzelerde glukozinatlar (frukto oligosakkaritler), bioflavonoidler (kapsaicin, likopen, kumarik asit, klorogenik asit), fenoller (ellagik asit, anetol trition) ve sülfitler (diallil disülfit) bulunmaktadır. Bu bitki kimyasalları (fitokimyasallar) antikanserojen etkiye sahiptir.

 

  • Meyveler : Turunçgiller, üzüm, kayısı, kavun, kuş üzümü, kiraz ve erik gibi meyvelerde bioflavonoidler (hesperidin, antosiyanin, naringin, tangeretin, nobiletin, sinesetin, proantosiyanidin, resveratrol)    ve  çilek, böğürtlen, elma ve üzümde fenolik asit (ellagik asit)  denen antikanserojen maddeler vardır.

 

  • Kurubaklagiller ve tahıllar : Buğday kepeği, pirinç, bakla, soya, yerfıstığı, arpa, yulaf ve mısır  antikanserojen olan fitatları içerir. Bunlar kalın bağırsak ve başlangıç aşamasındaki meme kanserini engellemektedir. Soya, bezelye, barbunya ve börülce antikanserojen olan fitoöstrojenler (genistein, daidzein) bakımından zengindir. Bu maddeler meme ve prostat kanserini önler.  Soya, diğer kurubaklagiller, pirinç, patates gibi besinlerde antikanserojen olan proteaz inhibitörleri vardır. Bu maddeler ise meme, kalın bağırsak, ağız, yutak, akciğer ve pankreas kanserlerinin önlenmesinde yardımcıdır. Soya, nohut, bakla, bezelye, mercimek, kurufasulye, yeşil fasulye ve yulafta yine antikanserojen olan saponinler bulunmaktadır.  Bunlar  antioksidan etki gösterirler ve kansere neden olan DNA mutasyonlarını önlerler.

 

  • Çay : Çaydaki tanin, epigallo kateşin gallat ve kateşin antikanserojendir. Mide, deri, meme ve kalın bağırsak kanserini önlemektedir.

 

  • Sarımsak ve soğan : İçeriğindeki sülfitlerin antikanserojen etkisi vardır. Sarımsak kanser yapıcı nitrozamin oluşumunu azaltır, kanser hücrelerinin bölünmesini durdurur, bağışıklığı artırır ve vücudu radyasyona karşı korur. Mide, yutak, kalın bağırsak, meme, deri ve akciğer kanserlerini önlediği bulunmuştur.

 

  • Kimyon : Kimyondaki kuminik aldehit ve kurkumin antikanserojendir. Kurkumin E. Koli gibi bakterileri öldürücü etkiye sahiptir. E. Koli bakterisinin kalın bağırsak kanserinde rol oynayabileceği düşünüldüğünden kimyonun bu kansere karşı koruyucu etkisi bulunabilir.

 

  • Meyan kökü : Meyan kökündeki glirizin adlı madde antikanserojen kabul edilmektedir. Bu madde erkeklerde testosteron hormonunun prostat kanserine neden olan zararlı bir maddeye dönüşümünü engeller. Ayrıca, kanserojen maddelerin DNA'ya zarar vermesini önler. Ancak, fazla yendiğinde tansiyonu yükselttiğinden, özellikle meyan balı içeren şekerlemeleri uzun süre tüketmemek gerekir.

 

  • Hayvansal yağlar : İnek, koyun gibi geviş getiren hayvanların etleri, hindi eti ve süt ürünlerinde bulunan konjuge linoleik asit (KLA)  adlı yağ asitinin antioksidan ve güçlü bir antikanserojen etki gösterdiği saptanmıştır. KLA  cilt, kalın bağırsak ve meme kanseri hücrelerini öldürmektedir. Etteki miktarı pişmeyle artmaktadır. Süt ürünlerinde ise en çok peynirde ve peyniraltı suyunda bulunmaktadır. Yağsız sütte ise miktarı azalmaktadır. KLA dışında yine bir hayvansal gıda olan balık yağındaki omega-3 yağ asitlerinin de meme, kalın bağırsak ve prostat kanserlerini önlediği gösterilmiştir.

 

  • Bitkisel yağlar : Daha çok bitkisel yağlarda bulunan ve insan vücudu tarafından yapılamadığı için gıdalarla almamız zorunlu olan linoleik asit  büyüme ve vücudun diğer birçok işlevi için gereklidir. Ancak, kanser hücrelerinin büyümesi için de gerekli olduğu bilinen bu yağ asitinin iyi kaynağı olan mısırözü yağı, meme kanserine kuyruk yağından daha çok yol açmaktadır.

 

  • Süt ve ürünleri : Süt, yoğurt, peynir, kefir gibi süt ürünlerinin kanserden koruyucu etkisi vardır. Bol süt ve peynir altı suyu proteinleri içeren gıdalar kalın bağırsak tümörlerinin gelişimini önlemekte ve mide kanseri oluşumunu engellemektedir. Yoğurdun yapımında kullanılan laktik asit bakterileri (maya) 'nin antikanserojen etkisi vardır. Kefir ise akciğer tümörlerinin azalmasını sağlamaktadır.  

 

Diyetin rolünün %35 olduğu korkutucu hastalık kanserden korunmak için aşağıdaki önlemleri almak gereklidir:

  • Sigarayı bırakmak
  • Sebze ve meyve tüketimini artırmak
  • Aşırı kalori, aşırı yağ ve aşırı kırmızı et tüketiminden kaçınmak
  • Egzersiz yapmak ve gerekiyorsa kilo vermek
  • Uzun süre güneşte kalmaktan kaçınmak
  • Alkol içiliyorsa azaltmak
  • Kanser belirtilerini gözardı etmemek
  • Olumlu yaşam felsefesine sahip olmak

 

adam

Limon

 

Dieter Schneider 2007 | www.csstemplateheaven.com
2007 Webworks Design