Vücutta çeşitli enzimlerin yapısında bulunan, insanlar için elzem iz elementlerden biridir.
Posa, fitatlar, çinko ve kadmiyum bakır emilimini azaltır. Protein ise artırır.
Akyuvarların yapımında, kan pıhtılaşmasında, demirin vücutta depolanması ve kullanılmasında rol oynar. Kemik, kıkırdak ve deriyi oluşturan bir protein olan kollajenin ve saç ile derinin rengini veren melanin maddesinin üretiminde yardımcı olur. Bazı kanserlere karşı koruyucudur.
Yetişkinlerde bakır yetersizliğine pek rastlanmaz. Bazı malnutrisyonlu çocuklarda yetersizliği görülebilir. Hemodiyaliz esnasında da fazla bakır kaybı sonucu bakır yetersizliği gelişebilir. Bu yetersizlik durumlarında glikoz toleransı bozulur, yaralar geç iyileşir, bağışıklık sisteminde ve merkezi sinir sisteminde bozulmalar görülür. Ayrıca kansızlık, kemik minerallerinin azalması, kolesterol ve tansiyonun yükselmesi şeklinde sorunlara da yol açabilir.
Bakırın dokular arası dağılım bozukluğunda Menkes hastalığı görülür. Bu hastalıkta büyüme geriliği, kemik ve sinir sisteminde bozukluklar görülmektedir.
Aşırı alınan bakır vücut için toksiktir. Vücutta gereğinden çok bakır birikmesi Wilson's hastalığı olarak bilinir. Bu hastalığın belirtileri sinir sistemi bozuklukları, karaciğer sirozu ve gözde renk halkası gibi sorunlardır. Karaciğer, böbrek ve beyinde bakır birikimi olmaktadır.
Hemodiyaliz hastalarında, diyaliz makinalarında bakır tüpler kullanılırsa, vücuda fazla miktarda bakır girişi olabilir. Buna bağlı olarak bakır toksisitesi görülebilir.
Besinlerin kalayı çıkmış bakır kaplarda pişirilip, saklanması da özellikle çocuklarda zehirlenme yapabilir.
Karaciğer, et, deniz ürünleri, kurubaklagiller, yağlı tohumlar, kuru maya, tam tahıl taneleri, pekmez, kuru meyveler, patates ve taze fasulye bakırın iyi kaynaklarıdır.